Hayat neydi? Tesadüf! Kocaman bir tesadüf. Aklın, bilgin aldığın eğitim, dünya görüşün ne olursa olsun, yaşam karşısında küçücük birer zavallısın demişti Semra Hanım…
15 Eylül 2018 - 10:24 'de eklendi.
Yorgun ve üzeri kahverengi lekelerle dolu bir el, kendi gibi solgun ve renkleri dökülmüş, üzeri yer yer çatlaklar la dolu eski bir kemik çerçeve ile tezgahtar ‘a uzandı.
-Şu çerçeveye yakın camı takar mısınız?
Nuh nebiden kalma çerçeveyi elinde sağa sola döndürerek iyice inceleyen genç,
–Buna cam taktırmaya değmez. Elimiz de çok ucuz çerçeveler var. Hem daha ekonomik olur. İsterseniz…
–İstemez. Takabiliyorsanız buna takın.
Adamın bir anda yükselen kararlı sesi ile, tezgahtar;
–Takarım da… Kırılırsa sorumluluk almam diyerek yükü üzerinden attı.
Az önce ki otoriter ses,
–En azından bir deneyelim diyerek riske ortak olduğunu belli etti.
–Siz yine de kırmamaya özen gösterin. Demeyi de ihmal etmedi.
O esnada yeni demlenmiş çay tablası ile çarşı esnafını dolaşmayı alışkanlık eden çaycı’nın soru sormadan eline tutuşturduğu çay bardağı ile banko önünde ki koltuklardan birine ilişiverdi, Ekrem Şekercigil.
–Hayat neydi? Tesadüf! Kocaman bir tesadüf. Aklın, bilgin aldığın eğitim, dünya görüşün ne olursa olsun, yaşam karşısında küçücük birer zavallısın demişti Semra Hanım, 30 lu yaşların başında daha nişanlı iken bir akşam yemeğinden dönerken.
–Öyle ise yaşama karşı bu hoşgörüsüzlüğün ne? Neyi değiştireceksin ki?
46 yıllık evlilikleri sırasında Semra Hanım, teslimiyetçiliğe varacak ölçüde geride kalarak hayatında sürekli mükemmelliği arayan Ekrem bey’in yoldaşı olmuştu. Ekrem bey, Siemens te ki ağır iş yüküne rağmen evlilikten balayına, çocuklara isim koymaktan gideceği okullara, akşam için hazırlanması istenen zeytinyağlı dolmadan, kayınvalidenin yaş günü için sipariş verilmesi gereken pastaya dek her konuda ayrıntıları en ince noktasına dek hesaplarken, Semra hanım bu evliliğe sırasıyla ” sen bilirsin hayatım”, “fark etmez ” ya da “hiç önemli değil ” gibi cevaplarla katkı da bulunurdu.
46 yıl boyunca hayatında hiç bir sürprize yer vermeyen, prensiplerle çevrelenmiş bu birliktelik Semra hanımın çoklu organ yetersizliğinden vefatı ile sarsıldı. Eskiden günün her saatinde telefonu çalınabilen bu evin, önce telefon çınlamaları azaldı. Büyük oğlan dışında diğer 2 çocuk hiç gelmemeye başladılar. Bayram ziyaretleri bile zorunlu misafir gezmeleri gibi oldu. Erken kalkmak için hep bir mazeret vardı. Çocukları, komşuları eve bağlayan yaprak sarmalar, 5 çayları, elmalı kekler kalmayınca sürekli her şeyden ve herkesten yakınan, işini iyi yapmayan herkes için yüksek sesle söylenen Ekrem beyin saygı duyulan mükemmelliği çevrede huysuz ihtiyar diye algılamaya başlandı.
Bir sabah şifoniyerin çekmecesinde bulduğu Semra hanımın eski gözlüğünü yedek yakın gözlüğü olarak yaptırmak istedi. En azından sabahları kalkmadan sözcü gazetesini okuyabilecekti. Çayı içtiği süre zarfında bekliyor olmasını fırsat bilen gözlükçü tarafından yeni cam takılarak kendine verilen gözlüğü gözüne taktı. Kendine uzatılan yakın eşeli okurken çerçeveye sinmiş Semra hanımın kokusunu farketti.
Bir zamanlar uzun boylu ve büyük göğüslü kariyerist kadınların peşinde koşarken unuttuğu o koku. Fark ettiği bir şey daha vardı.
O yaşamı ne kadar kurgularsa kurgulasın, aslında onun da yaşamını kurgulayan, arada ezik diye aklında geçirdiği, “evet canım”, “elbette bir tanem” diyen bir iradenin esiri idi.
Metin Turanlı
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...