Daha önce söylediğim gibi, bir kez daha söylüyorum. “Oda ve birlik oluşumunda yönetime aday değilim ve olmayacağım.” Bunu her defasında söylemek istiyorum çünkü yazdıklarım ve yazacaklarım, kendimi gündemde tutma düşüncesinin ürünü değildir ve olmayacaktır.
26 Kasım 2017 - 22:38 'de eklendi.
Genelde yayınlanan bütün yazıları dikkatlice okurum. Sayın Hakan Ertunk’un yazısını da satır satır okudum.
Kendisini her platformda ciddi şekilde takip ederim. Birçok konuda farklı düşündüğümüz gerçeği ortadadır. Son yazısı da bunlardan biridir.
Bir meslektaş olarak oda ve birlik konusunda düşünce ve endişelerini gündeme getirmiştir. Bizlere bu düşüncelere saygı duymak düşüyor. Fakat yazının bir bölümü ve belki de tek cümlesi derindeki bir hastalığı gün yüzüne çıkardı.
“Peki bu Robin Hood mantığının amacı nedir?” 1980’li yıllarda Oda ve Birlik için yoğun olarak mücadele edildiği günlerde de aynı hastalık vardı ve hala iyileşmemiş.
Değerli arkadaşlarım.
Kendini her şeyin üstünde gören Büyük İstanbul hastalığı ne acı ki tedavi edilemiyor. En çok üyeye sahip, en eski dernek ve en çok paraya sahip dernek olarak lider kendisi olmalı. Medeniyetin Dünya’ya yayıldığı ve Ulusal Kurtuluş Mücadelesinin önderliğini yapan Anadolu, onların kullandığı cümlelerin içinde her zaman “taşra” olarak adlandırılır. (Buradaki “Taşra” merkezden uzak anlamda değil küçümseme olarak kullanılır.)
Hatırlayın, dernek yönetiminden en kötü koşullarda kaçmak zorunda kalanlar, yerlerine kendilerini hâkim karşısına çıkaracak Anadolulu çocukların yerine, hegemonyaları altında birini bırakıp kaçmışlardı.
Yine, İstanbul’da birileri yıllarca sabahları zenginler ile görüşüp, onlardan aldıkları talimatları fakirlere dikte etmeye kalktılar. Sonuç ortada.
Sözün özü ben gözlükçü olarak derneğime aidat ödüyorsam bunu mesleğim için harcasınlar diye veriyorum. Sağa sola benim paramla ben zenginim diye hava atsınlar diye değil.
Bu gün yine gösteriyor ki İstanbullu Zenginlerin biri bir zamanlar “hayal taciri” ”İşkembe-i Kübra’dan atanlar” diyerek hakaret ettiğini zannederken, “Tevellüt” sorgulayan… alaycı ibarelerine rağmen, Anadolulu biri yılmadı kapı kapı dolaştı. Mitinglerde pankart astı, çiğköfte yoğurdu ve çay servisi yaptı tam hayaller yıkılmışken, tam umutlar yok olmuşken Oda ve Birliğe yeniden hayat verdi. Arkasından Ankara, Erzincan, İstanbul ve İzmir’den birileri devreye girdi ve bugün kazandık. Ne olursa olsun bir Odamız oldu ve Birliğe yakışır davranalım artık. Geçmiş geçmişte kaldı.
Zenginlik göreceli bir kavramdır.
Sivas derneği en küçük dernekken üç yıl Anadolu Federasyonu olarak sıfır bütçe ile konfederasyona lokomotiflik yaptı. (Gökhan Görken ve Taylan Küçüker’in emeği ödenmez.)
Mersin derneği en küçük dernekken çalışmalara en büyük katkıyı sağladığını deklare ettiği kayıtlar mevcuttadır. (Rahmetle andığımız Hüseyin Avni Güven ve emaneti devralan Serkan kardeşim.)
İzmir Derneği tüm sosyal, ekonomik ve siyasal gücünü bu meslek için hiçbir çekince koymadan kullanmıştır.
İstanbul’da kurulan dernek kendisine otuz üye bulun en büyük dernek siz olursunuz diyerek gülenlere, Altı yüz üyeyle cevap verdi.
Bugün eğer Antep, Konya, Elâzığ, Samsun, kayseri, kurucu başkanlık yapan Antalya ve çıkardığı her türlü zorluğa rağmen kapılarını her daim açık tutan Ankara ile birlik olunursa zenginliğimizin haddi hesabı olmaz.
Robin Hood bir halk kahramanı olsa da hırsızdı ve biz kahramanlık adına da olsa ne hırsızlığı ne de uşaklığı kabul etmeyiz. Belki Don Kişot dersiniz fakat, o da doğru olmazdı. Biz yel değirmenleri ile değil ama yel değirmenleri kadar güçlü birileri ile girdiğimiz mücadeleyi her zaman kazandık. Bundan sonra da yolumuza kazanmak üzere devam edeceğiz.
Hiçbir kurum ve kuruluşun, grup ve geleneksel müessesenin ve kişinin düşmanı değiliz. Kavgayı başlatan olmadığımız gibi. Kavgadan kaçan da olmadık. Girdiğimiz her mücadelenin galibi çıktık.
Şimdi yapılacak olan gereksiz konularla tekrar gündem yaratmak yerine, tüm tarafların bir masanın etrafında toplanmasıdır. Meslek için çalışanlar, meslek adına eli kalem tutan ve yazı yazan herkes, kendi geleceklerini değil mesleğin geleceğini yönlendirmelidirler.
Turgut Çakar.
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...