“Sanırım cevap verme zamanı geldi.” Başlıklı yazımdan sonra Sayın Küreli’den “Cevap Yanlış Yerden Geldi” Başlıklı bir cevap geldi. Konuyu daha fazla irdelemek ya da uzatmak istemiyorum. Zira ben dostlarımla sanal ortamda çatışmayı hiçbir zaman sevmedim ve tarz edinmedim. Kavgamızı Sayın Küreli ile onun ısmarladığı bir yemekte her yönü ile yaparız. Çünkü her şeye […]
10 Mart 2015 - 23:39 'de eklendi.
“Sanırım cevap verme zamanı geldi.” Başlıklı yazımdan sonra Sayın Küreli’den “Cevap Yanlış Yerden Geldi” Başlıklı bir cevap geldi.
Konuyu daha fazla irdelemek ya da uzatmak istemiyorum. Zira ben dostlarımla sanal ortamda çatışmayı hiçbir zaman sevmedim ve tarz edinmedim. Kavgamızı Sayın Küreli ile onun ısmarladığı bir yemekte her yönü ile yaparız. Çünkü her şeye rağmen Sayın Küreli ile dost ve dava arkadaşıyız. Ancak Sayın Kürelinin her iki yazısı da dikkatli incelendiğinde görülecektir ki konu haber atlatma ve yayın ile ilgili. İlkesel ve mesleki bir tartışma değil. Dolayısıyla kendisi kayda alır ya da almaz ama ben hala zarf ücretinin böyle bir tartışmada yer almasının şık olmadığı kanaatindeyim diyerek o konuyu bir kenara bırakıyorum.
Her bireyin, kurum ve kuruluşun olaylara bakışı ve mücadele anlayışı farklıdır. Konfederasyon olaylara analitik bir gözle bakar, birçok üyesinin bilgisine başvurur, konu hakkında yoğun bilgiye sahip kişiler tarafından raporlanır ve yönetim tarafından ilgili kuruma götürülür. Yoğun bir müzakere sürecinden sonra soruna çözüm aranır. Konu sonuçlanır ise belgeler ile sonuç bildirgesi yayınlayarak üyelerine duyurur. Eğer sonuç alınamamış ve mücadele başarıya ulaşılmamış ise üyelere döner, hukuki ve toplu eylem planları açıklanır. Tez canlı olmak ve birden kaos yaratacak bir modelle harekete geçerse bilir ki kamu kapılarını kapatır ve müzakere gücünü yitirir. Bunun birçok örneği tarihte görülmüştür.
Tek bir örnek ile bu konuyu da sonlandıracağım. SGK’ ya ilk geçildiği dönemlerde bir iki kurumun veri aktarımında sorun yaşanmış ve iki aylık katılım payı ödemelerimiz arada kaybolmuştu. Sayın Rıfat Küpeli Konuyu tespit etmiş ve yoğun çalışma süresinden sonra sonuç alarak bunu duyurmuştu.
Her olguda sahaya çıkmak ve eyleme davet etmek sonuç almaktan çok çelişkilerin derinleşmesine neden olmaktan öteye gitmediği gibi kamuda itibar kaybetmekten başka bir işe de yaramıyor. Bütün bunlar tecrübe ile sabittir.
Bir diğer önemli konu da dükkânından hiç çıkmayan ve oturduğu yerde kahramanlık yapan arkadaşlar. Eğer dükkânınızdan çıkmış olsaydınız, tatilde dediğiniz kişilerin neler yaptığını sektörün geleceğine ne ölçüde katkı sağladıklarını görmüş olacaktınız.
Tek bir örnek vererek bu konuyu da kapatacağım.
Okulların fazla olduğundan çok şikâyet ediyorsunuz ya açık öğretim isteyen grubun karşısında kimlerin durduğuna bir bakın. Pardon bu konuda haberiniz var mıydı? (Dükkân sözcüğü özellikle kullanılmıştır. Zira bu işleri gerçekten bilenler optisyenlik müesseselerinde iş görüyorlar)
Turgut Çakar
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...