Cevap Verme Zamanı

Sanırım cevap verme zamanı geldi.

Son günlerde TOOMD ve dolaylı olarak Konfederasyon hakkında sınırlı sayıda da olsa bazı arkadaşlar tarafından eleştiriler başta Optisyenin Sesi sitesi olmak üzere bazı alanlarda dile getirilmeye başlandı.

Sevindirici olan, eleştiriler dernek bizi satıyor, faaliyetleri mesleğimize ve meslektaşlarımıza zarar veriyor diye değil de çoğunlukla eksik çalışıyorlar veya kişisel sorunlarla ilgili olarak ortaya çıkıyor.

Değerli meslektaşlarım.

Dernek, dernek yöneticisi olmak ve çalışmaları takip etmek üzerine konuşmak gerekirse söylenecek çok söz var. Bu gün yaşanan sıkıntılar mesleki değil davranış modellerinin ortaya çıkardığı bir sonuçtur.

Öncelikle derneğimiz ve Optisyenin Sesi arasında ortaya çıkan bu gelişmeler beni üzmüştür. Sayın Orhan Küreli yıllardır mesleğin gelişimi için mücadele eden değerli bir arkadaşımızdır. Bunu kimse inkâr edemez ve mesleğe zarar verecek bir harekette bulunmayacağına birçok kişi kefildir.

Ancak, sivil toplum kuruluşları önemlidir. Bildiğiniz gibi derneğe hiç ihtiyacı olmayacak kadar güçlü Çok Uluslu Şirketler ve yerli ortakları sıkıntılarını gidermek ve kazanım elde etmek için Ticaret Odaları, Sanayici Dernekleri ve Meslek Derneklerimize aynı anda üye olmuşlardır.

Son seçimden sonra bir daha bu dernekten kendilerinden yana bir çalışma olmayacağına olan inançlarından dolayı dernekten istifa etmiş kendi derneklerini kurmuşlardır. Bu Oda ve Dernekler, kendilerine hizmet edecek çalışmaların gerçekleşmesi için de belki de bizlerin yıllık ciroları kadar para ödemiş ve harcamalar yapmışlardır.

Optisyenlik müesseselerinin haklarını savunmak ve kazanımlarını artıracak çalışmaları gerçekleştirmek için çalışan derneklerimizin de bir bütçeye ihtiyacı vardır. Bu nedenledir ki Sayın Kürelinin SGK zarf ücretini meslektaşın cebine göz koymak için olduğunu gündeme getirmesini şiddetle kınıyorum. Hiçbir neden bu kadar ağır sözlerin kullanılmasını affettiremez.

Bir diğer gerçek de bir dernekte yönetici olmak eğer şahsi çıkarların ve egoların için satın alınacak bir karakter sahibi isen karlıdır. Bu tür insanlar hiç hak etmedikleri bir kariyer sahibi olurlar. Yaptıkları usulsüzlüklerin nedeni ile aldıkları ceza ve sözleşme feshinin neden olduğu prestij kaybını dernek kurarak gidermeye çalışanları söylemiyorum bile.

Yok, satın alınmayacak bir karakterin varsa ve sadece inançların için oradaysan işin gerçekten zordur. Cebinden bir sürü para harcarsın, ailene ait zamanı onlardan esirger dava için kullanırsın, işini ihmal etiğin için maddi kayıpların olur, hiç tanımadığın insanlarla düşman olursun, tehditler alırsın, yüzlerce ve belki de binlerce insanda telefon numaran olur ve gece gündüz çözmek zorunda olduğun sorunlarla uğraşmak zorunda kalırsın.

Düşmanların artar ve dostlarını üzersin. Binlerce sayfa yazı okur, mevzuat konusunda uzman olursun. Sürekli toplantıların ve katılmak zorunda olduğun seminerler olur. Aklına geleni aklına geldiği gibi yazamazsın, yayın yaparken dikkatli olmak zorundasın. Duyuru yaparken sağlam dayanakların olmalıdır, elinde sonuç belgesi olmadan hiçbir konuda emin olsan da bildirimde bulunamazsın.

Resmi sitende ve yayın organında her zaman korkak derecede dikkatli olmak zorundasındır. Çünkü sen birey olmaktan çıkmış toplumsal bir kimlik almışsındır. Yaptığın veya yayınladığın her şey sana değil temsil ettiğin topluma mal edilir. Bu gün olduğun kadar gibi dünün de temiz olmalıdır.

Bütün bunların sonunda şanslıysan ve unutulmamışsan elinde sadece bir teşekkür plaketi kalır.

Konfederasyonu temsil eden yöneticilerimiz işte bu durumdadırlar. Hataları var mı? Vardır elbet iş yapan insanlar hata yaparlar.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım, son üç yıldır yapılanlara bir bakalım.

SGK ve Sayıştay arasında yazılımdan kaynaklanan bir hatadan dolayı binlerce meslektaşımıza ağır cezalar gelecekti. Anadolu da bazı meslektaşlarımız bu cezayı kabul edip ödediler bile. Seçimlerden sonra derneğimiz ve konfederasyonumuzun çalışmaları ile bu cezalar konusunda haklılığımız kabul edildi ve cezalar düşürüldü.

İnternetten optisyenlik müesseselerinin kontak lens satışının yönetmeliğe girmesi engellendi. ( Hatırlarsınız nasıl bir mücadele idi.)

Büyük marketlerde optisyenlik müessesesi açılması yönetmelikte yer alarak engellendi.

Reklamlar hepinizin bildiği gibi Optik gereçlerde engellendi ve diğer ürünler için çalışmalar yapılıyor.

Kamu spotu ilk kez bu yönetim döneminde gerçekleşti ve diğerleri de geliyor.

Karekod konusunda istenen bir yıllık süre, stoklarımızda bulunan ürünlerin tedarikçiler sorumluluğunda olması ve geçici olmaktan çıkarılıp kalıcı olmalarının sağlanması yine bu yöneticiler sayesinde hayata geçirildi.

Optik sözleşmede bizleri haksız yere sorumluluk altına sokan maddeler dava edildi ve kurum dava sonuçlanmadan bu maddeleri sözleşme dışında bıraktı.

Bazı sağlık sunucularının mesleğimizi ve geleceğimizi ipotek altına alacak çalışmaları yoğun ve tehlikeli bir sürecin sonucunda engellendi.

Optometri gibi bir tehlike yine bu grubun çalışmaları ile hala hayata geçirilmedi mücadele tüm hızı ile devam ediyor.
Başta 1 Haziran Gözlükçüler ve Optisyenler Günü olmak üzere birçok etkinlik mesleğe yakışır bir şekilde gerçekleştirildi.

Vakıf ve Kamu üniversitelerinde bu denli optisyenlik programının açılması bu yönetimin neden olduğu bir sonuç değildir. Fakat çözüm için yine aynı yöneticiler devreye girmiş iki eğitim şurası düzenlemiştir. Yıllardır Kamu Üniversitelerinde görev yapan değerli hocalarımızın bilgi ve birikiminden yaralanarak geleceği şekillendirmeye çalışmışlardır. Sonuç alıncaya kadar bu çalışmalar aksasa da devam edecektir.

Uluslar arası kuruluşlarda ülke gerçekleri anlatılmış, eskiden yapılan dezenformasyonlar ve bunlardan kaynaklanan sorunlar giderilmeye çalışılmıştır.

Yakın tarihte kurulmaması için insanüstü mücadele veren gruplara karşı yine aynı Konfederasyon yöneticisi ve davalarına inanan dostları sayesinde kooperatifler kuruldu ve başarılı iler yapılıyor.

Hayata geçtiğinde mesleğe ciddi katkılar sağlayacak çalışmalar hazırlandı. Henüz sonuçlanmadığı için burada açıklama yapamıyorum.

Evet, yokluk içinde ve bir önceki yöneticilerin bıraktığı birçok şube sorunları ile mücadele ederek bu güne gelen bu arkadaşlara haksızlık etmeden önce iki şeye dikkat etmek lazım.

Bir: kendinize sorun lütfen… Ben bu sürede derneğim için ne yaptım?

İki: bu derneği en ağır şekilde eleştiren arkadaşlar, kendinize bir bakın ve deyin ki: “Eleştirdiğim ve hatta hakaret ettiğim bu insanlar en küçük bir tehditte korkudan iş yerlerine bile gitmekten imtina etmişler mi? Eşleri tarafından başkalarından gece gelen telefonla yazı siparişi aldıkları için suçlanmışlar mı? Yıllarca doktorlarla ortak çalışıp, sonra da güçlü rakipleri ile mücadele edemeyecekleri için bu işten vazgeçip yönlendirmeye karşı savaş kahramanı olmak gibi görünmüşler mi? Doktor ve hastanelerin peşinde gidip gelmişler mi? Üç bin liralık davaları altı sekiz bin liraya satmaya kalkmışlar mı? Sitesinde anlamsız açıklamalarda bulunup sonra da sorun yaşayınca gözlükçülere küfür etmişler mi? Kahramanlık olsun diye toplantılarda hakaret ederek grubunu müzakereci durumundan çıkarıp mütarekeci durumuna düşürmeye sebep olmuşlar mı? Açtıkları dava sonucunda yürütmeyi durdurarak yıllarca meslektaşlarının sıkıntı yaşamasına neden olmuşlar mı? Zengin sofrasında yiyip fakir edebiyatını yapmışlar mı? Yayın organlarında Reklam adına toptan fiyatlarını açıklayıp kamuya sunmuşlar mı? Kendi ve diğer yayın organlarında dayanaksız ve gerçeği ifade etmeyen yazılar yayınlayıp yayınlatarak kendileri ve başkalarının tekzip yemelerine neden olmuşlar mı?”

Değerli arkadaşlar derneğinize sahip çıkın onlara destek olun. Hataları ve eksikleri varsa görüş ve önerilerinizi iletin. Geleceğimizin teminatı derneklerinizdir. Yönetimler yanlış yapıyorsa sizler de aday olun. İnanın onlar belki seçime de girmeden sizler derneği bırakmaya hazırdırlar. Yeter ki dünü ve bu günü temiz bir kadro hazırlayın.
Turgut ÇAKAR
Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi

Not: Şahsım adına yapıldığı çok bariz olan eleştiriler için ayrıca bir yazı yazacağım. Ne sıvıştım ne de köşemde meslek derdinden uzak keyif çatmaktayım. Bu yazı yeterince uzun oldu, anlatacak çok şey var.