Gözlükçü müesseseleri babadan-oğula geçen işletmeler olmasına rağmen; günümüzde maalesef ‘veliaht’ bulmakta zorlanır hale gelmiştir. Hatta kız çocuklarının bile yapabileceği bir meslek olmasına rağmen nedense yeterli ilgi ve alaka görmemektedir. Genç nesil, gözlükçülüğü yapılabilecek meslekler arasında saymıyor. Bunun en büyük olası nedenlerinden birisi kar oranlarının dip seviyelere ulaşmasıdır. Diplomaya bağlı ruhsat sorunlarını da buna ekleyebilirsiniz. […]
17 Eylül 2014 - 0:41 'de eklendi.
Gözlükçü müesseseleri babadan-oğula geçen işletmeler olmasına rağmen; günümüzde maalesef ‘veliaht’ bulmakta zorlanır hale gelmiştir.
Hatta kız çocuklarının bile yapabileceği bir meslek olmasına rağmen nedense yeterli ilgi ve alaka görmemektedir.
Genç nesil, gözlükçülüğü yapılabilecek meslekler arasında saymıyor. Bunun en büyük olası nedenlerinden birisi kar oranlarının dip seviyelere ulaşmasıdır. Diplomaya bağlı ruhsat sorunlarını da buna ekleyebilirsiniz. Aynı zamanda yeni açılacak optisyenlik müesseselerinin günümüz şartlarında büyük sermayeler gerektirmesi, kira bedellerinin çok yüksek seviyelerde seyretmesi, kalifiye personelin azlığı vs nedenleri de saydığımızda gençlerin ilgi göstermemesini mantıklı sayabiliriz.
Mesleğim icabı bizzat görüştüğüm meslektaşlarımız da aynı kaygılarla ‘yapılmaz artık bu meslek’ deyimi ile umutsuz bir sürece girildiğinin işaretini vermekteler.
Yeni açılacak işletmeler için nüfusa ve yerleşime göre planlama yapılmadıkça, gözlük kullanım oranları da % 40-50 ler seviyesine ulaşmadıkça bu mutsuzluk daha da devam edecek gibi gözükmektedir.
Hali hazırdaki optisyenlik müesseselerinin de en büyük sorunu ‘yetişmiş kalifiye eleman’ azlığıdır. Hal böyle olunca, kolay yapılabilecek bir meslek olmaktan çıktı artık gözlükçülük. Öncesinde çıraklıktan başlayarak öğrenilen bir meslekti. Şimdi ise çırak dahi bulmakta güçlük çekiliyor.
Optisyenlik işletmelerinin sgk denetimlerinden artık bıkma noktasına geldiğini, cezaların dükkan kapatma boyutlarına kadar vardığını bilmem anlatmaya gerek var mı?
Devlete tek kuruş vergi ve sgk prim borcu bulunmayan eczane ve optisyenlik müesselerinin, sgk nın sanki kendi işletmesi gibi denetlemesi, potansiyel hırsız gibi çekmecelerini karıştırması, hatta ve hatta tehdit boyutlarında aba altından sopa göstermesi şahsımı ziyadesiyle rahatsız etmektedir. Bu meslek geçmişte saygınlığı olan, müşterilerinin önünü ilikleyip dükkana girdiği bir meslekti… Güven problemi hiçbir zaman gündeme dahi gelmezdi. Alan-satan ziyadesiyle memnun bir sektörümüz vardı.
Nerede o günler…
Reçeteye dayalı, sgk anlaşmalı optisyenlik müesseselerine oldum olası karşı çıkmışımdır. Bırakın vatandaşı kendi haline, istediği bedelle istediği gözlüğü alsın. Ayakkabısını alırken kendi maddi durumuna göre istediği bedelde ve kalitede , sevdiği ve hoşuna giden bir ürünü nasıl kendisi belirliyorsa; kendi kullanacağı gözlüğünü de yine kendisi mali durumu, beğenisi, kalitesi vs nedenlerle kendisi belirlesin. Bu sayede kasaya sıcak para da girmiş olacaktır. Şimdiki durumda sgk nın ödeme yapmasını dört gözle bekler hale gelinmiştir. Kesinti yapılması ve ödememe riski de cabası. Akşamları kasada sıcak para neredeyse yok denecek kadar azdır.
Buraya kadar keyifsiz bir yazı gibi gözükse de; objektif düşünüldüğünde doğruluk payının olup-olmadığını siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.
Yeni açılacak özel üniversitelerin hızla optisyenlik bölümü açma isteklerinin, mevcut özel üniversitelerin de kontenjan sayılarını çoğaltmalarının altında yatan hesaplar yukarıda özetlediğim sorunların önemine binaen talep fazlalığından kaynaklanmaktadır.
Şimdiki durumda ruhsatsız işletmeler, kiralama yoluyla bu sorunu çözmüş gibi görünse de diploma-ruhsat sorunu oldukça önemlidir. Yıllarını vereceksin, hatırı sayılır sermayeler ortaya koyacaksın ve bir ruhsat sorunu ile bütün emekler heba olacak. Mesul müdürlerin nazını çekmek (istisnaları ayrı tutuyorum) bu korkudan dolayıdır. Yeri gelmişken diploma sahibi her bir meslektaşımızın aynı zamanda işletme sahibi olmasından yanayım.
Aşınızın ve işinizin bol olması temennisiyle…
Mesut Bahtiyar Şahin/ Kurumsal Pazarlama
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Şahsınızı tanımıyorum. “Hatta kız çocuklarının bile yapabileceği bir meslek” kısmından sonrasını okumadım. Bu zihniyetten ve cinsiyetçilikten kurtulduktan sonra bu mesleğin değerli olacağını düşünüyorum. Atalet halinde sadece “birlik olalım” diye bağırmak abesle iştigal etmekten başka bir şey değildir.
Mesut bey yazılarınızı severek takip ediyoruz