Demokrasi, 2500 yıldır uygulanan bir sistemdir. Biz de ağır aksak da olsa bir demokratik bir sistemle yönetiliyoruz. Demokrasinin bizde gelişmesinin önündeki engellerinin en önemli nedenlerinden birisi katılımcı olmamamız diğeri de yöneticilerin hesap verme gibi bir endişelerinin olmamasıdır. Sayın Mahmut YETİM tarafından kendi ve federasyonuna bağlı dernekler adına açılan dava sonucunda aşağıdaki karar alınmıştı: “Danıştay 10. […]
30 Ocak 2014 - 0:17 'de eklendi.
Demokrasi, 2500 yıldır uygulanan bir sistemdir.
Biz de ağır aksak da olsa bir demokratik bir sistemle yönetiliyoruz. Demokrasinin bizde gelişmesinin önündeki engellerinin en önemli nedenlerinden birisi katılımcı olmamamız diğeri de yöneticilerin hesap verme gibi bir endişelerinin olmamasıdır.
Sayın Mahmut YETİM tarafından kendi ve federasyonuna bağlı dernekler adına açılan dava sonucunda aşağıdaki karar alınmıştı: “Danıştay 10. Dairesi’nin E.2004/13011-K.2006/3660 sayılı kararında; Yönetmeliğin 26, 27 inci ve Ek 6 sının dayanağı Yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile iptaline karar vermiştir.”
O günden bu güne kadar Sağlık Bakanlığına yapmış olduğumuz tüm müracaatlarda bu mahkeme kararı bağlayıcı bir etki olarak karşımıza çıkıyordu. Suç vardı ceza uygulanamıyordu.
Şimdi tüm eksiklerine rağmen yeni bir yönetmeliğimiz var. Bu yönetmelik kolay çıkmadı. Yıllardır verilen bir mücadelenin sonucudur. İstediğimiz tam olarak bu muydu? Tabii ki değildi bizlerde de hayal kırıklığı oluşturdu.
2012 yılının sonuna doğru bir başkanla yaptığım görüşmede çıkacak yönetmeliğe ciddi müdahale var acilen Bakanlığa gitmeliyiz dediğimde “Sende x başkan fobisi var. Rahat ol yönetmelik istediğimiz gibi çıkmazsa mahkemeye gideriz” dediğinin tüm yönetim kurulu tanığıdır. Ben, mahkemenin çözüm olmadığını; kazansak bile 2004 ten bu güne kadar yaşadığımız sıkıntıların aynı şekilde devam edeceğini söylemiştim.
Çok şükür konfederasyon ve yönetim kurulundaki arkadaşlarımız bu başkanı dinlemeden canla başla çalışmaya devam ettiler.
Bu çalışma sonucunda gözlük reçetesinin kişiliksizleştirilmesi, optisyenlik müesseselerinin internetten lens satışı, müessese faaliyet yerleri, izin ve benzeri birçok konuda kazanımlar elde edilmiştir.
Bu nedenle İzmir ve İstanbul derneklerinin çalışmaları teşekkürü hak ediyor.
Değerli meslektaşlarım, yönetmeliğin çıkması için yıllardır mücadele ediliyor. Bu çalışmanın iki grup tarafından karşılıklı çatışma ile geçtiğini biliyorsunuz. TOOMD seçiminden sonra kurulan TOOMAD ve konfederasyon ile seçimden sonra konfederasyona büyük destek sağlayan TOOMD yönetim kurulu. İki grubun da kimlere ve neye hizmet etiğini hepiniz çok iyi bildiğiniz için burada tekrar etmeyeceğim. Bu iki grubun dışında hiç kimse çalışmalara destek vermediği gibi birilerinin saçmalıkları konfederasyon dışındaki gruba destek bile verdi.
Bu gün yorum yazan ve çare benim başın dara girerse beni ara diyen, aynı zamanda da yorumları ile akil adam olarak kendini gösteren şahsın yazılarında ne kadar bilgisiz olduğu ortaya çıkmıştır.
Anlaşılan tek sorun reklamın serbest ya da yasak olması.
Yıllardır söylüyorum yine söyleyeceğim reklam serbest çünkü kanun koyucu böyle buyurmuş. 5193 Sayılı Optisyenlik Hakkındaki Kanunu’nun 11. Maddesi “Optisyen unvanına haiz olarak müessese açmış olanlar, yalnız optisyen unvanını kullanabilirler. Başka bir unvan kullanmaları veya gerçeğe aykırı reklam yapmaları yasaktır.” Diyor.
Hukuk ile uzak yakın ilgisi olan herkes “ve veya” bağlacı ve kanunun dilinin yaşattığı sorunları çok iyi bilir. Kanunda bu madde varken hiçbir yönetmelik reklam yapmak yasaktır diye yazamaz.
Bu gerçekle bizim yönetmeliğimizde
“Madde 24-(1) Optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklamı yapılamaz.”
Şeklinde çıkmıştır.
Bununla birlikte biraz daha aşağıdaki maddede bağlayıcı kanunları yönetmelik içine alarak ceza ve yaptırımların önünü de açmıştır:
“MADDE 27 – (1) Denetimler sonunda, Kanuna ve bu Yönetmeliğe aykırı davrandığı tespit edilen müesseseler hakkında fiillerinin durumuna göre ek-6’daki denetleme formunda belirtilen idari müeyyideler uygulanır.
(2) Bu Yönetmeliğe aykırı faaliyette bulunduğu tespit edilen kişiler hakkında, nitelik ve fiilin mahiyetine göre Kanun, 23/2/1995 tarihli ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 7/12/1994 tarihli ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.”
Kendini ve müesseseni tanıtabilirsin bu alanda istediğin reklamı yap ama diğer alanlara aykırı reklam yaparsan ilgili maddeler ile seni cezalandırırım deniyor.
Diğer gruplar, çıkarlarını korumak için çalışanlarından ve kandırabildikleri meslek adamlarından sivil toplum kuruluşu oluşturup onları kurumlara gönderiyor ve çıkarlarına ters düşen bir konu olduğunda bunları kürsüden dile getirecek adamlar satın alıyorlar. Bizler de iktidara, muhalefete, başkanlara, vekillere ve bakanlara ulaşıp doğruları anlatarak yeni bir kanun ve yönetmelik için düğmeye basmalıyız.
Gücümüz birlikteliğimizdedir.
Değerli meslektaşlarım bir diğer konu da, “Sağlık Bakanlığının görüşü ve Konfederasyonun gururla yayınladığı yazı bu yönetmeliğin çıkması ile kadük kalmıştır” söylemidir. Sağlık Bakanlığından gelen yazıda reklam yasaktır denmiyor ki yönetmelik yayınlandıktan sonra kadük olsun.
Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna, müesseselerimizde satılan ürünlerin “reçeteye tabi ilaçlar ve tedaviler” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Bu da alenen bu kuruma 6112 sayılı kanun ve yönetmeliğindeki yetki ve sorumluluğunda olan maddeleri bu ürünlerin satışında kullanabilirsin demektir. Yani optisyenlik kanunu ve yönetmeliği dışındaki bağlayıcı maddelerden söz ediyor. Bu, bazılarının hayal bile edemeyeceğiniz büyük bir kazanımdır.
Evet, asıl kavga bundan sonra başlıyor. Onlar yine reklam yapacaklar yapmak zorundadırlar. Bizler de bu güne kadar olduğu gibi bu günden sonra da var gücümüzle engellemeye çalışacağız.
Yazının başında dediğim gibi sizler katılımcı olacaksınız. Olayları izleyecek, bilgi sahibi olacak ve yeri geldiğinde fikir üreterek katkıda bulunacak, gerekirse hesap soracaksınız. Yöneticiler gün geldiğinde hesap vereceklerini bilecekler ve ona göre davranacaklar.
Biz her çalışmada üyelerimiz ile toplanıp durumu anlatıyor görüşlerini alıyorduk. Eylem koyduğumuz zamanlarda üyelerimize bu konuda böyle tavır aldık ama siz özgürsünüz ister destekler ister desteklemezsiniz diyorduk. Çünkü ters giderse ve bizim yüzümüzden üyelerimiz zarar görürse ve yıllarca kurumu ve sektörü bağlarsak insan içine çıkamazdık.
Eksikleri olsa da, yoruma açık olsa da ve bazılarını sevindirse de bir kanunumuz ve bu kanunun yönetmeliği var. Mücadele, var olan yönetmelik üzerinden yürüyecektir:
Onlar reklam yapacaklar – Biz de Radyo Televizyon Üst Kuruluna şikayet edeceğiz,
Rekabet Kuruluna şikayet edeceğiz,Tüketiciyi Koruma Kuruluna şikayet edeceğiz,
Sağlık Bakanlığına şikayet edeceğiz.
Kötü kanun ve yönetmelikten daha kötüsü var olan kanun ve yönetmeliğin uygulanmamasıdır.
İnternetten lens satmak yasaktır. Beş müessesenin gözlüğünü bir atölyede yapmak yasaktır. İlaç ve tedavi kapsamındaki ürünlerin reklamı yasaktır. Sağlık uygulayıcısı kurumların dâhilinde müessese açmak yasaktır. Seyyar ve sabit levha kullanmak yasaktır.
Yasama işini yapmıştır şimdi yürütmeyi göreve çağırma zamanıdır. Şikayetler yürütme üzerinden yapılmalıdır.
SGK artık görevini yerine getirmelidir. Sözleşmesinde bağlayıcı hükümler varken, bu hükümlere uymayanları cezalandırılmıyorsa kurum personeli suç işliyor demektir.
Sözleşmeye göre:
3.18. Müessese sahibi ve mesul müdür, reçeteyi düzenleyen göz hekimi, özel dal merkezi sahibi ve ortakları ile kendilerine hasta gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurum, diğer sağlık kuruluşları ve üçüncü şahıslarla açık veya gizli işbirliği yapamaz, simsar ve benzeri yönlendirici personel bulunduramaz, reçete toplama ve yönlendirme yapamaz.
Öyle ise reklamlarda kurum adı geçtiğinde bu alenen yönlendirmedir. Kurum gereğini yapmalı tüm şubelere ceza vermelidir.
3.12. Gözlükler müessese tarafından başka bir müesseseye yaptırılamaz. Müessese, başka bir müessese tarafından kabul edilen reçete muhteviyatı gözlüğü yapamaz.
Öyle ise kurum gözlüklerinin başka müesseseler tarafından yapıldığını bildirmeliyiz.
Şimdi söyleyin reklam yasak mı serbest mi? Haydi arkadaşlar elimizde yeteri kadar döne var katılımcı olun.
Siz katılımcı olun ve yöneticileriniz de hesap vermek zorunda olduklarını bilsinler. Bilsinler ve yıllarca pusuda yatmanın, bir şeyler kötü gitsin diye dua etmenin ve sonra da kurtarıcı rolüne bürünmenin ileride yaşatacağı sıkıntılardan korksunlar.
Turgut Çakar
Haber vermeden geldiğim bu köy kahvesinde Ruşen Amca'yı görü...
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...