Mesleki okutmanın bağlama cümlesinde kullandığı deyimi özellikle yazı başlığı olarak seçtim!. İletişimin yadsınmaz gücünü hafife alan iktidarları deviren örgütlenmeler, internet üzerinden dünyanın her noktasına erişebilen sosyal ağların işlevselliği sayesinde başarıya ulaşmıştır. İletişim devriminin çocukları artık sosyal ağlar üzerinden örgütlenip sisteme baş kaldırıyorlar. Sektörel platformda iletişim kanallarının açık tutularak tüm meslektaşlara erişilebilmesi ve moderatörün tarafsızlığını koruyarak […]
27 Ocak 2013 - 0:54 'de eklendi.
Mesleki okutmanın bağlama cümlesinde kullandığı deyimi özellikle yazı başlığı olarak seçtim!.
İletişimin yadsınmaz gücünü hafife alan iktidarları deviren örgütlenmeler, internet üzerinden dünyanın her noktasına erişebilen sosyal ağların işlevselliği sayesinde başarıya ulaşmıştır.
İletişim devriminin çocukları artık sosyal ağlar üzerinden örgütlenip sisteme baş kaldırıyorlar.
Sektörel platformda iletişim kanallarının açık tutularak tüm meslektaşlara erişilebilmesi ve moderatörün tarafsızlığını koruyarak süreci adil yönetmesiyle eteklerdeki taşların dökülmesi, korkularla yüzleşilmesi, inkarın arkasında yatan endişenin açığa çıkması, uzlaşı zemininin kırmızı hatlarının belirlenmesi mümkün kılınabilir.
Okutmanın önerdiği klasik yöntem ve oturumlarla bunu sağlamak tabiî ki mümkün fakat bu çok seslilikten uzak, zor ve uzun sürece yayılan, çalışmalardır. İleride; neden? ve niçin? leri yeri geldikçe yazacağım.
Bu arada sayın okutmana, tespitlerim paralelinde konuya açıklık getirmiş olmasından dolayı da teşekkür ederim.
Geleneksel “gözlükçülük” faaliyeti sürdüren, zincir gruplarından korkmayan, sektöre katkı sağladığına inanan, optometriyi (koşullu) savunan, butik mağazacılığın daha karlı, gerektiğinde daha rekabetçi olduğunu iddia eden, mesleğin geleceğinden kaygı duymayan, tedarikçi piyasalardaki “kırılgan” değişime “iyi taraftan” bakınca yarar getireceğini, aksi takdirde büyük sıkıntılar yaratacağı endişesi taşıyan, çözüm önerileri olan fakat yasa yapıcılara güvenmeyen vatandaşım.
Yasamaya güven duymama nedenim; Ekonomik güç, yasama erkinin üzerinde daima etkin olmuş, çıkarları doğrultusunda piyasaları dizayn etmiştir, etmeye de devam etmektedir, edecektir de!…
Bu durum bizim gibi “demokratikleşme sürecindeki” ülkelerde daha da pervazsızca sahnelenmektedir.
Avrupa Birliğini önemseyen, imtiyazlı ortaklığı savunan, para birliği dışında kalmayı yeğleyen fakat EU ilkelerini ve piyasa düzenlemelerini köküne kadar uygulamayı kabul ve taahhüt eden bir Türkiye arzu ediyorum. İngiltere örneğinde olduğu gibi!.
Ülkemizde AB uyum yasaları yasama organından geçer fakat çoğu kez uygulanmaz!. Hak ihlalleri nedeniyle AİHL’de ciddi para cezalarına çarptırılır hazineden öderiz, fakat sebep sonuç ilişkisi kurmaz, başımızı çevirir, omuz silker geçeriz!.
Bu biraz da “parayı veren düdüğü çalar” Yada “parama geçer nazım” umursamazlığıdır.
Dünyanın gelişmiş hiçbir ülkesinde böyle hukuk ihlallerine kayıtsız kalınmaz!.
Konuyu dolaştırarak getirmemin nedeni; gelecekte sektörel kanun çalışmalarında karşımıza çıkacak tehlikeleri ve olasılıkların daha net anlaşılmasını sağlamaktan ibarettir.
AB yasaları kapsamında muhteşem bir “Tüketici Yasası” ve “Rekabet Yasası” çıkardık. Ya sonra?Torba kanunlar içerisine saklanmış bin bir türlü taklalar attırılmış cümlelerle yasaları etkisiz kıldık! Neden?Yasa kime tehdit oluşturuyordu?Evet tahmin ettiğiniz gibi “yabancı ortaklı” büyük sermaye gruplarını!.
Bu ülke hala süpermarket yasası denilen ve AVM’lere çeki düzen getirecek yasalarını yapmamış, yapamamıştır!. Bundan sonra yapılsa da, yaptırımı olmayacaktır.
Bir çok Avrupa ülkesinde AVM’ler ve süpermarketler hafta sonu kapalıdır!. Hafta içi ise bir çok yerde 8.30 da kapanırlar. Şehir içinde merkezde belirli m2 üzerinde market açılışına izin verilmez. Hele hele gece 22:00 ye kadar çalışmasına asla müsaade edilmez!.
Buyrun burada uygulayın bakalım!.
En başta halk ayaklanır bu düzenlemeye!.. üstüne üstlük “sermayenin” yapacağı duygusal demogoji karşısında siyasiler başta olmak üzere kimse karşı duramaz.
Bunu engellemek ancak toplumsal bilinç ve genel kabül ile mümkündür ki, bu topraklarda bunu sağlayabilmek hiç de kolay bir iş değildir. Lütfen kızılmasın ama maalesef menfaat çatışmasının olduğu her yerde genetik olarak “satışı” seçen bir toplum yapısına sahibiz.
Mesleki konumumuza gelince; Bir çok ülkede optometristlerin çalışma alanları daraltılmıştır. Tıpkı ülkemizde göz hekimine tanınan hak gibi ya refraksiyon kontrolü yada gözlükçülük faaliyetini seçmek zorundadır. Bu ülkemiz için de ideal bir çözümdür.
Maalesef yasama sürecinde “lobi” gücüne bağlı olmak kaydı ile umulmadık kötü sürprizlerle de karşılaşılması söz konusudur. Bu nedenle kanuni düzenlemelerde daima bir B planına ihtiyaç vardır. Bu önlemler meslektaşlara deli gömleği giydiren düzenlemeler olmamalıdır. Buna azami dikkat edilmeli, geçmişteki hatalara düşülmemelidir.
Öncelikle optisyen ve oftalmoloji meslek birliği temsilcilerinin bir araya gelerek kendilerine yönelik tehdit olarak algıladıkları optometris’lerin çalışma şart, usul ve yetkileri hakkında bir çerçeve taslakta mutabakat sağlaması şarttır. Tehdit olarak algıladıkları bu meslek adamları için en sağlıklı çalışma bu iki örgüt temsilcilerinin ortak çalışmasıyla mümkündür.
Ana çerçeve hazırlandıktan sonra Maliye – Sağlık ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratları ile de mutabakat sağlanması, yasama sürecinde taslak metini delecek tehlikeli önergelerin önünü kesecektir. Siyasi iradeyi içeriden yanına almamış her girişim hüsrana mahkumdur.
Kötü senaryo; Optometri meslek kanunu inkarcıların korktuğu şekilde çıktığı takdirde (kontrol yetkisi ve gözlük satışının tek elde toplanması) geleneksel gözlükçüler üzerindeki olası tehditler nelerdir?
Bilindiği üzere halen eşi yada yakını üzerinden gözlük mağazası işleten göz hekimleri mevcuttur. Eşi hekim olan eczacının eczane açmasının önünde bir engel varmıdır? Fiili durumu mevcut yasalarla engelleyemediğimize göre konunun piyasa etkileri üzerinden değerlendirilmesi bize ışık tutacaktır.
4550 göz hekimi içinde mağaza işletenlerin sayısı kaçtır? Kaç meslektaşı ne kadar tehdit etmektedir?
Yasalar hastane bünyesinde gözlükçülük faaliyetini yasaklamasına karşın numarataj oyunları ile kılıfına uydurup hastane müştemilatında gözlükçülük yapan bir çok müessesenin varlığı da bilinmektedir. Bu o sağlık kuruluşunun tüm reçetelerinin kendi bünyesinden temin edilmesi imkanı yaratmadığı gibi çoğu kez bu durum hasta üzerinde itici bir etki yarattığı da bilinmektedir.
Meslek adamlarının tümünü peşinen potansiyel ahlaksız olarak yaftalamaktan kaçınarak, objektif değerlendirmelerle sağlıklı çözümlere ulaşabiliriz.
Tam gün yasası delinmediği sürece kamuda çalışacak optometrist zaten dükkan açamayacaktır. Serbest optometristlik yapanlarla (reçete üretip – gözlük satan) SGK sözleşme yaparken suistimali önleyici koşullar koyabilir. Sözleşmeyi ayırabilir, ya kontrol ya gözlük sözleşmesinden birini seçmesini talep edebilir. (Bakanlık Bürokratlarıyla işbirliği burada önem kazanmaktadır)
Konu her platformda açıkça tartışılmalı, kötü örnekler ile benimsenen örnekler tez olarak ortaya konmalı, muhataplar yol haritasını iyi takip edebilmelidir.
Kapalı kapılar ardında şekillenen her taslak sektör için gizli bir tehdit oluşturur.
Korkunun ecele faydası yok, ülke ihtiyaçlarını görmezden gelip korkuların esiri olmadan kendi göbeğimizi kendimiz kontrollü bir şekilde kesmediğimiz takdirde vahşi piyasanın kontrolsüz gücü karşısında savrulur kayboluruz!.
Yakın gelecekte, rekabet kanununun zafiyeti neticesinde sektörü tehdit edecek olan tedarikteki gizli tröstleşme tehlikesi optometriden daha tehlikeli bir gelişmedir!.
“Ekranını kapatın” talimatının ne anlama geldiğini eczacılar iyi bilir!.
Saygılarımla.
.
Sabit SALMAN
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...
HAVANDA SARIMSAK DÖVÜYORSUNUZ SAYIN SALMAN;
BEKLETİRSENİZ KOKAR BENCE YİYİNDE TANSİYONUNUZ DENGELENSİN.
SAYGILAR…
Sayın Salman Siz bu yazınızda neyi söylemeyi amaçlıyorsunuz sizin meslektaşlarımızın için daha önceki yazılarınızda benzer ifadelerinizi çoğaltmak mümkün meslektaşlarımız için BU ZİHNİYET BU CENAHLAR BU ARGÜMANLAR VE BU ZÜMRE kelimeleri kulladığınız yazılarınızı hatırlıyorum. BUNCA KİN VE ÖFKE NEDEN şimdi de havanda su dövmek tespiti ile kimlere mesaj vermeye çalışıyorsunuz. Sayın meslektaşım HUKUKEN NE ANLAMA GELDİĞİNİ BİLMİYORUM ama sade bir vadandaş olarak baktığım da bana ve MESLEKTAŞIMA verilen mesajınız açık ve nettir biz kararımızı verdik sen ne dersen de söylediklerin bizim için kıymeti değeri yoktur ROVANŞ ALMA iddianız ağırmı basıyor onlara bütün bunları çektirmen optimetri şartı için mi ikna olmanız için… Read more »
Benim ne demek istediğimi bir tek Sayın Turgut Çakar anladı.
Ben de kendisine şu an itibari ile ziyadesi ile hak verdim ve durumu kabullendim!.
Allah rahatlık versin!.