Optisyenin Sesi

Şaşı bak şaşır

Gözlerim bozuk, çocukluğundan beri. Ama havam bozulur diye gözlük takmıyorum. “Gözlerin ilerler” demişlerdi de umursamamıştım. Taa ki geçen sabah uyuyan kedimi pofuduk terlik sanıp giymeye çalışına kadar…   Halime Gürbüz    Göz doktoruna gittim. Merhaba, merhaba… Oturttu beni dürbünlü bir cihazın önüne. Alnını daya, çeneni daya, dürbünün içindeki çiftlik evine bak, “pısst!” göze hava. Göz tansiyonunu […]

Bu Haber 06 Mart 2011 - 20:55 'de eklendi ve 1895 kez görüntülendi.

Şaşı bak şaşır

Gözlerim bozuk, çocukluğundan beri. Ama havam bozulur diye gözlük takmıyorum. “Gözlerin ilerler” demişlerdi de umursamamıştım. Taa ki geçen sabah uyuyan kedimi pofuduk terlik sanıp giymeye çalışına kadar…  

Halime Gürbüz
  

Göz doktoruna gittim. Merhaba, merhaba… Oturttu beni dürbünlü bir cihazın önüne. Alnını daya, çeneni daya, dürbünün içindeki çiftlik evine bak, “pısst!” göze hava. Göz tansiyonunu ölçtük. İyi güzel, aferin. Hadi, şimdi harf okumaya.
İkinci Dünya Savaşında pilotların taktığı metal çerçevelerden yüze geçiriliyor. Lensler teker teker takılıp duvardaki harf panosu okutuluyor. İlk satır zaten dana ebatlı, hemencecik; U, P, F. “Alta geç.” Gözler kısılır; D, U, F, Feee…. sessizlik… “Bir de bu camla bak” Resmen sözlüde kıvranan öğrenci psikolojisi! Öff, sallasan olmaz, ter boşalır. Doktordan sabırsız tavırlar. Bana da en budaklıları rastlar. İri kıyım bir adam, asık suratla soruyor; “Bunu görüyon mu?!. “Görmüyorum! Var mı diyeceğin? Ver elime bir keman da sal sokaklara. Aaa! Ne bağırıyorsun? Aslında var ya, önceden gidip panoyu ta dibinden okuyacaksın, “Okuyabildiğiniz en küçük yazıyı söyleyin” dediklerinde de yapıştıracaksın; “Düz Ofset -454 20 00- Y.Bosna-İstanbul” İki çay mı söyler yoksa bir kutu müshil yazıp havale mi eder bilmem…
Miyop, kısaca uzağı görememektir. ‘Görüp de selam vermiyor, ay iyice havalandı bu’ suizanlarına sebebiyet verir. Tahtayı, tabelaları, alt yazıları seçememe, yaklaşan otobüsün numarasını okuyana kadar gitmesi ve binememenin yanı sıra aynada kendinizi, sairde etrafı olduğundan güzel ve pürüzsüz görme, yanlış minibüse binip yeni muhitler keşfetme yaşanır. Hipermetrop; yakını net görememektir. Üç yüz metreden gelen kızın on üzerinden kaç puan edeceğini belirleyebilmek ama burnunun ucunu görememek denebilir. Göz tembelliği ise; terbiyesiz göz tekinin “nasıl olsa öteki görüyor, ben ne diye bakınacakmışım” diyerek tembellik yapmasıdır. Astigmat, Çin işkencesidir saç beyazlatır. Görüntünün retina’da tek noktada toplanamaması, dağılması ve dolayısıyla üç boyutlu görüntünün bozulmasıdır. Hayata flu bakmanın bilimsel adı yani. Kazalar, yanlış anlamalar olasıdır. Ürgüp Anatolian Bazaar’ı, ‘ürküp abdest bozar’ olarak okuyup şoka girmişliğim vardır…
Neticede, göz bozukluğum ilerlemişti. Doktor, reçeteyi uzatırken “Zaten bu numaraların bittiği yerde dürbün başlıyor” dercesine acı acı gülümsedi. Gözlüğümü aldım, taktım; daha net, canlı ve janjanlı görüyorum, yazıyorum. Çıkarınca bak; yzmmyirum. Neyse, gönül gözümüz bozulmasın diyor, tüm gözlüklülere selam ediyorum efem… 

Ni­nem diyor ki: Kurtlu baklanın kör alıcısı olur. 

BENZER HABERLER
YORUM YAPMAK İSTERMİSİNİZ?(Yorum Yok)
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Optisyenin Sesi
sosyalsosyalsosyalsosyalsosyalsosyal